Bir sezon içinde “acaba bundan daha fazla ne olabilir” diye sorduğumuz ve her hafta “daha beterini” yaşadığımız bir sezon bu sezon.
Sahaya girip hakem yumruklayan başkan mı istersin, Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye’nin en büyük, en köklü iki kulübünün üç beş milyon dolar için Riyad’a kadar götürülüp, maç oynanmadan geri döndürülmesini mi istersin, yanımda silahım olsa hakemi vururdum diyen başka bir başkan mı istersin? Hepsi bizde.
Ama burada bitse yine iyi. Şampiyonluk yarışında Galatasaray ile amansız bir yarış içinde olan Fenerbahçe, Trabzon deplasmanına gitti. Sen misin giden?
Bütün hafta yapılan açıklamalar, karşılıklı tahrik dolu suçlamalar dün gece Trabzon’da yaşanan REZALETİN habercisiydi.
Dünya üzerinde futbolla ilgilenen biri yoktur ki, bu maçın kavgasız gürültüsüz biteceğini düşünmüş olsun. Olamaz.
Ortalama zekası olan her futbolsever,bu maçta büyük hadiseler yaşanacağını az çok tahmin ediyordu. Ama bu kadarını da kimse beklemiyordu.
Var mı futbol adına konuşulacak bir şey bu maçtan sonra?
Yok!
Bu maça daha iki ay önce saha içinde bir kulüp başkanı tarafından yumruklanmış ve travma yaşamış Halil Umut Meler’in verilmesi kadar saçma bir kararı ancak bizim MHK alırdı. Siz hangi akla hizmet böyle bir atama yapıyorsunuz bir açıklar mısınız yoksa yaşayarak mı görürüz?
Olaylar çığrından çıkmaya başladığı an “ ben bu maçı tatil ediyorum” diyebilir miydi Halil Umut Meler? Diyemezdi, diyemedi.
Şuurunu kaybetmiş taraftar görünümlü
holigan sahaya “mızrak” yaptığı kale direğiyle girdi.
Ondan sonrası çok az korku filminde görülebilecek türden görüntüler. Sahadaki taraftarı tekmeleyen futbolcu mu istersin, birbirine savaş alanındaymış gibi saldıranlar mı istersin?
Eserinizle ne kadar gurur duysanız az. Görüyor musun TFF? İzliyor musunuz sayın Büyükekşi?
Bu Sİzin Eseriniz!
Hiç kusura bakmayın. Bu sezonu siz ve sizin yönetiminiz çığrından çıkardı. Defalarca çağrı yapıldı sizlere, gidişat iyi değil,aman dikkat denildi.
Siz kamera karşısına geçip “yeter yeter” diye bağırmaktan başka hiç bir şey yapmadınız.
Siz Riyad’da yaşanan o Süper Kupa rezaletinden sonra görevden “affınızı” istemeliydiniz.
Nedir sizi hala bu koltukta tutan?Kamuoyuna bir açıklama yapsanız da biz de duysak; hangi saikle hala Türk futbolunu yönetmeye devam ediyorsunuz? Ya da siz gerçekten yönettiğinizi mi düşünüyorsunuz?
Tek suçlu Büyükekşi mi? Hayır. Herkes,hepimiz suçluyuz.
Taraftarından kulüp başkanına, futbolcusundan gazetecisine herkesin tuzu var bu çorbada.
Her hafta hangi takıma daha fazla “kıyak” yapıldığını konuştuğumuz bu sezon, bitse de gitsek.
Ligin bitmesine 8 hafta var daha. Böyle geçer mi bu haftalar? Birilerinin bu duruma el koyması için bir stadda daha fazla ne yaşanması lazım?
Bir çift sözüm de sahaya dalan holiganlara. Birader sizin aklınızdan zorunuz mu var? Sen o sahaya futbolcuyu dövmeye mi giriyorsun?
Sen o futbolcuyu dövebilir misin herşeyden önce? Gücün yetmez bu bir. Belli ki aklın da yetmiyor.
Sahaya dalmanın kendi takımına, kendi şehrine zarar verdiğinin de mi farkında değilsin? Neymiş efendim rakip takım oyuncuları sevinerek tahrik etmişler! Bak sen. Sevinecek tabi. Senin takımın yemesin o zaman golü ya da sen bu kadar kolay tahrik olma, olacaksan maça gitme.
Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir sezon işte.
Ramazan ayında oynanan bir maçta bile bunlar oynanıyorsa, artık ne söylesek boş. Ama biz yine de söyleyelim.
Türk futbolu bitmiştir.
Uzatmaları oynamaktadır.
Son düdük çalsa da gitsek.